Merhaba — bugün biraz birlikte düşünmek, biraz tartışmak üzere oturalım: Ülkemizde ve dünyada ulaşım altyapısına dair zamlara farklı pencerelerden bakmak gerçekten ilginç. Özellikle de hayatımızın bir parçası hâline gelmiş olan köprü ve otoyol geçiş ücretlerindeki artışlar… Erkek bakış açısıyla “veriler ne diyor?”, kadın bakış açısıyla “bu artış toplumsal ne anlama geliyor?” diyerek iki yönlü bir analiz sunmak istiyorum.
—
Erkek bakış açısıyla – sayılar, oranlar, sistemler
2025 yılı başı itibarıyla Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) tarafından açıklanan verilere göre, köprü ve otoyol geçiş ücretlerinde ciddi oranlarda zam gerçekleşti. Örneğin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden otomobiller için geçiş ücreti eski yaklaşık 33 TL’den 47 TL’ye yükseldi. ([Memur 365][1]) Bu da yaklaşık %42 oranında bir artış anlamına geliyor. ([Ankara Masası][2])
Daha büyük projelerde durum daha da çarpıcı: Örneğin Osmangazi Köprüsü otomobil geçiş ücreti 2024 yılına göre 555 TL iken 2025’te 795 TL olarak belirlendi. ([parabulten.com][3]) Yine aynı tarifede 1915 Çanakkale Köprüsü için otomobil geçiş ücreti 585 TL’den 790 TL civarına yükselmiş durumda. ([Dünya Gazetesi][4])
Erkek bakış açısından bu veriler şöyle yorumlanabilir:
Ulaşım maliyetleri ciddi şekilde artıyor, bu da özellikle taşımacılık, lojistik ve uzun mesafeli seyahatlerde doğrudan etkili.
Araç sahipleri için geçiş ücretleri artık daha büyük bir bütçe kalemi haline gelmiş durumda.
Sistem açısından da “yap‑işlet‑devret” modeliyle yapılan büyük köprülerin ücretlerinin nispeten yüksek olması, yatırım geri dönüşünün ve işletme maliyetlerinin fiyatlara yansıdığı şeklinde okunabilir.
—
Kadın bakış açısıyla – toplumsal etki, erişim, eşitsizlik
Şimdi bir adım geri çekilip göreceğiz: Bu zamların bireylerin yaşamlarına, toplumsal düzeye etkisi ne yönde? Kadın bakış açısıyla, sadece “ücret ne kadar arttı” değil, “bu artış kimleri nasıl etkiliyor?” sorusu önemli.
Günlük işe gidip gelen biri için bir köprü geçişinin maliyeti yükseldiğinde, “ev‑iş” döngüsünün bütçesinde gözle görülür bir artış olabilir. Özellikle toplu ulaşım alternatifi olmayan ya da araç paylaşımlı kullanan aile bireyleri için bu ekstra mali yük hissedilir.
Uzun mesafeli seyahatlerde (örneğin şehirlerarası ziyaret, akraba görme, başka idealler için yolculuk) geçiş ücretinin artması “ulaşım hakkı” açısından bir eşitsizlik yaratabilir: Düşük gelire sahip kişi için bu tip ücretlerin yükselmesi, seyahat planlarını değiştirme, erteleme ya da yükünü artırma anlamına gelebilir.
Ayrıca, büyük köprü ve otoyollar genellikle bölgesel kalkınma, şehirlerarası bağlar açısından önemli. Geçiş ücretleri yükselince, “bağlantı” avantajı bazı kesimler için daha pahalı bir erişim hali alabilir — bu da mekânsal eşitsizlik açısından bir sorun olarak görülebilir.
Toplumsal algı açısından: “Ulaşım herkesin hakkı” anlayışı ile “yüksek ücretler yüzünden bazılar için lüks oldu” algısı arasında gerilim olabilir. Bu da kamusal alanda tartışmalara yol açıyor.
—
Karşılaştırma ve uzlaşma alanı
Veri odaklı erkek bakış açısı ile toplumsal‑duygusal kadın bakış açısını bir araya getirdiğimizde şu ortak noktalar ve farklar görülebilir:
Ortak nokta: Her iki bakış da zamların gerçek ve ölçülebilir olduğunu kabul ediyor. Yani “ücret arttı, oran yüksek” konusunda hemfikiriz.
Fark: Erkek bakış daha çok “maliyet‑kâr” dengesi, yatırım‑geri dönüş hikâyesi üzerinden ilerliyor; kadın bakış daha çok “nerede adalet var, kimler daha fazla etkilendi, erişimde sorun çıktı mı” gibi değerlere yöneliyor.
Uzlaşma alanı: Bu zamların sürdürülebilir ulaşım altyapısı için gerekli olduğu ama uygulamada etkilerin göz önünde bulundurulması gerektiği noktada buluşulabilir. Yani yatırım yapılmalı, bakım onarım olmalı; ama yüksek maliyetler toplumsal katılımı azaltmamalı.
—
Sonuç ve tartışma çağrısı
Kısaca özetlemek gerekirse: 2025 yılında Türkiye’de köprü ve otoyol geçiş ücretleri oldukça yüksek oranlarla artmış durumda. Bu artış sadece rakam aracılığıyla değil, günlük hayat, toplumsal hareketlilik ve erişilebilirlik açısından da önemli. Erkek bakış açısı bu artışları “maliyet unsuru” olarak değerlendirirken, kadın bakış açısı “toplumsal adalet ve erişim” eksenine odaklanıyor. Bu iki bakış bir araya geldiğinde, ulaşım politikasının sadece ekonomik değil aynı zamanda sosyal bir mesele olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Şimdi sizlere sormak isterim:
Sizce bu tür zamlar ulaşımın “herkesin hakkı” olması ilkesine ne kadar uygun?
Günlük olarak kullanılan köprü‑oto yollarında geçiş ücretinin yükselmiş olması sizin ya da tanıdığınız insanların davranışlarını değiştirdi mi?
Ulaşım altyapısına yapılan yatırımlar ile ücret artışları arasında sizce adil bir denge kurulabiliyor mu, yoksa “yükün büyük bir kısmını kullanıcılar mı taşıyor” hissi baskın mı?
Yorumlarınızı bekliyorum — birlikte tartışalım, birbirimizin bakış açısını zenginleştirelim.
[1]: https://memur365.com/ekonomi/yine-zam-kopru-ve-otoyol-gecis-ucretlerine-zam-geldi-2025-4046h?utm_source=chatgpt.com “Yine zam: Köprü ve otoyol geçiş ücretlerine zam geldi 2025”
[2]: https://www.ankaramasasi.com.tr/haber/2168640/2025-kopru-ve-otoyol-gecis-ucretlerine-zam?utm_source=chatgpt.com “2025 köprü ve otoyol geçiş ücretlerine zam! | Ankara Masası”
[3]: https://www.parabulten.com/ekonomi/2025-yili-kopru-otoyol-ve-tunel-gecis-ucretleri-zamli-tarifeler-ve-detaylar/281?utm_source=chatgpt.com “2025 Yılı Köprü, Otoyol ve Tünel Geçiş Ücretleri: Zamlı Tarifeler ve …”
[4]: https://www.dunya.com/foto-galeri/ekonomi/2025-ucret-tarifesi-kopru-otoyol-ve-tunel-gecis-ucretleri-ne-kadar-oldu-galeri-760296?utm_source=chatgpt.com “2025 Ücret Tarifesi: Köprü, otoyol ve tünel geçiş ücretleri ne kadar …”